ANA MENÜ

CANLI YAYIN
Active x yükle
Ana Sayfa
Gazeteler
G O N Z
Köyümüz,Sütlüce Köyü
Sesli Sözlük
Haberler ve yorumlar
E -Devlet
DJ yayın alma
FORUM
Radyo kuralları
Uydudan Görüntü
İl il Türkiye
Haritalar
Hava Durumu
Döviz Kurları
Online Oyunlar
www.inndir.com
Tam indir
Konuk Defteri
istatistikler
Radyodan istekler
DJ Listesi
Hesap Makinesi
Antalya Haber
Dinle,Dinlen
Sizlerden gelenler
CANLI Maç Sonuçları
Sinema
Kamera Şakaları
Türkler hakkında
TV'lerde Bugün
Fotoğraflarım
Video klip izle
Şans Oyunları Sonuçları
Antalya'da KAR
radyo
AsiMavi
RADYO UMUT FM
=> Daha kayıt olmadın mı?


Forum sayfasına hoşgeldiniz. Bilgi paylaştıkça güzeldir. Sınıflandırmalara uygun bulduğunuz her şeyi paylaşıma sunabilirsiniz.

FORUM - Gıdalar

Burdasın:
FORUM => Eğitim => Gıdalar

<-Geri

 1 

Devam->


umut
(şimdiye kadar 14 posta)
18.10.2007 08:39 (UTC)[alıntı yap]
17 Ekim 2007 Çarşamba 14:26 Yaşam

Bu çocuklardan birinin dili mavi, ötekinin kırmızı... Peki ama NEDEN?

Çünkü kırmızı dilli çocuk, SÜPER BİR TATALICI. Erkeklerin yüzde 15'i, kızların ise yüzde 35'i böyle insanlar... GIDALAR HAKKINDA BİLMEDİĞİMİZ GERÇEKLER KİTABINDAN:

Dil Mavi Gıda boyasını alır, tat sensörleri almaz. Sağdaki çocukta soldaki çocuğa göre çok daha fazla tat sensörü var. O bir süpertatalıcı. Süpertatalıcı çocuklar genelde daha seçicidir, çünkü brokoli gibi sebzelerdeki kekremsi (acımtırak, ekşimsi) tadı diğer çocuklardan daha yoğun alırlar. Kızların yaklaşık yüzde 35'i, oğlanların da yüzde 15'i süpertatalıcıdır.

Türkçe'ye de cevirilen GIDALAR HAKKINDAKİ GERÇEKLER kitabının yazarı Jill Fullerton Smith: “Gıdalarla ilgili akıl karışıklığı öyle bir hal aldı ki gerçeğin ne olduğundan giderek daha az emin oluyoruz.” diyor.

BBC'nin bilimsel programlar direktörü, Emmy ödüllü 20 yıllık belgeselci Jill Fullerton Smith'in kitabı, artık Türkçe'de.

Gıdalarla ilgili yaygın efsaneleri, hangisinin gerçek hangisinin 'boş' olduğunu kanıtlamak için ilk defa bilim laboratuvarlarında ve gerçek hayatta eş zamanlı testler yapılacaktı!

İki yıllık çalışmasını 2007 başında tamamladığında, türünün ilk ve en kapsamlı araştırmasına imza atmıştı: "The Truth About Food (Gıdalar Hakkındaki Gerçekler)"

BBC'de altı bölüm halinde yayınlanan araştırma için iki yıl boyunca, İngiltere ve ABD'dekiler başta olmak üzere 20 üniversiteden alanında uzman 50'nin üzerinde uluslararası bilim adamı çalıştı, 500'den fazla gönüllü denek ekstrem diyet ve deneylere tabi tutuldu. Araştırma Nisan 2007'de İngiltere'de kitaplaştırıldığında önsözünü de tanıdık bir sima, ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz yazdı. Belgeseli BBC'de 3 milyon kişi tarafından izlenen -bir belgesel için müthiş bir oran-, kitabı 'best-seller' olan araştırmanın sonuçları, birkaç hafta önce Optimist Yayınevi tarafından Türkiye'de de yayımlandı. Araştırmanın çarpıcı sonuçlarına geçmeden, önemli bir uyarıda bulunalım: Okuyacaklarınız, kapsamlı da olsa kişiye özel değil, genel bulgular. Özellikle yaşlı ve hastalar, araştırmadaki tavsiyeleri dikkate almadan önce mutlaka doktoruna danışmalı

Envai çeşit diyetten kafanız karışıyorsa, her hafta kendinizi bir başka diyetin kollarına bırakıyorsanız 'diyet terörü'ne son vermenin zamanı"Gıdalar Hakkındaki Gerçekler"e göre, diyetlerin şahı "Evrim diyeti".

Özü; atalarınız gibi yiyin!

Aynı zamanda '10 günde kolesterol ve tansiyon, ilaçsız nasıl düşürülür' sorusunun yanıtı. Deneyleri, Toronto Üniversitesi Beslenme Bilimi Bölümü Profesörü David Jenkins ve ekibi gerçekleştirdi. 40'lı yaşlarda dokuz adet gönüllü Paington Hayvanat Bahçesi'nde kapalı bir alan içerisinde 10 gün geçirdi. Önce deneklere sadece çiğ meyve, sebze ve kabuklu yemiş verildi. Her denek günde 5,5 kilo gıda tüketti. Tıpkı ilk insanlar gibi.

Sonraki aşamada, iki günde bir pişmiş balık yemelerine izin verildi. Diyet, tuz ve doymuş yağ yönünden fakir, lifçe zengindi. Hepsinin kolesterolü belli oranlarda düşerken, altısınınki endişe verici boyuttan normale indi. Kilo vermeleri hedeflenmemesine rağmen her biri ortalama 4,4 kilo verdi; bel bölgeleri 5,5 santim inceldi. On günün sonunda kolesteroldeki ortalama düşüş yüzde 23, tansiyondaki düşüş yüzde 10'du.

Bir başka deney, bağırsaklardaki yararlı bakterileri beslemekti. 12 gönüllüden oluşan üç ayrı gruba bir hafta boyunca farklı program uygulandı. Bir grup probiyotik (iyi bakteri içeren), diğer grup hindibağ, soğan, sarmısak, enginar, muz gibi prebiyotik (lif zengini ama bakteri içermeyen) gıdalar aldı; üçüncü grup prebiyotik gıdalarla güçlendirilmiş portakal suyu içti. En başarılı sonucu güçlendirilmiş portakal suyu verdi. Doğal prebiyotik gıdaların olumlu etkisi yanında, o kadar iyi olmayan bazı bakterileri de geliştirdiğini fark ettiler. Probiyotik yoğurt ise gözle görülür bir etki yaratmamıştı. Yine de kitapta yaşlı ve çocukların, probiyotik ve prebiyotiklerle zenginleştirilmiş gıdaları günde bir kez sabahları alması tavsiye ediliyor
Araştırma sonucunda, lifli gıdaların kalın bağırsakta yaşayan yararlı bakterileri beslediği, bağırsak kanserini önlemeye yardımcı olduğu ve tuvalete çıkmayı kolaylaştırdığı ispatlandı. Alınması gereken günlük lif oranı 18-25 gram. Üç yemek kaşığı bezelyede 3.8 gram, iki yemek kaşığı böğürtlende 2.5 gram ve dört kayısıda 2 gram, iki dilim tam undan ekmekte 4 gram lif mevcut.

Araştırmanın önemli başlıklarından biri de, moda hale gelen detoks diyetleriDetoks konusunda organik gıdaların daha yararlı olduğuna inanılıyor. Ama bu araştırma sırasında organik olmayan gıdaların sağlığa zararlı olduğuna dair de ikna edici bir bulgu elde edilemedi. Organik gıdaların, daha besleyici ve daha lezzetli olduğuna dair kanıt da yok! Kendinizi açlığa mahkûm etmeniz de nafile zira sıkı detoks diyetlerinin bedenimizi toksinlerden arındırdığı bu dev araştırmada kanıtlanamamış!

Neyse ki bedenin, toksinlerden kurtulmak için çok etkili yöntemleri var! En iyi detoks makineleri karaciğer ve böbreklerHızlı detoks programlarından uzak durmak, bol sebze meyve sayesinde daha az kaloriyle daha uzun tok kalmak, alkol ve kafeini azaltarak karaciğerin işini kolaylaştırmak en iyisi. Organik ürünleri seçmenin belki sağlık açısından değil ama, bir önemi var: Çevre.

Yemekten önce bir bardak su, sadece efsane!

Sofraya oturur oturmaz mideyi şişirmek için eliniz suya gitmesin. Zira Notthingham Üniversitesi uzmanlarının deneylerine göre, yemekten önce içtiğiniz suyun faydası yok! Çünkü mide sıvıları tutmadığı gibi, geçip gitmesine de izin veriyor. Oysa düşük kalorili çorbalar, karın doyurmak için hayli ideal. Bol su içeren yiyeceklerin tokluk hissini arttırdığı da doğru. Kısacası midedeki yiyeceklerin hacmini arttıran su gıdayla karışık olmalı ki, mideden geçip gitmesin.

BBC'nin 'kafaya taktığı' diğer mit, zayıf kişilerin metabolizmasının gerçekten de şişmanlara göre daha mı hızlı olduğu? Yanıt hayırSanılanın aksine, incelerin metabolizması, şişmanlarınkinden daha yavaş. Zayıflar, yediklerini daha yavaş yakıyor. Yani zayıfların her şeyi yediği halde ince kalması, şişmanlarınsa bir şey yemediği halde kilo alması metabolizma hızıyla ilgili değil.

"Yaktığın kadarını ye, yediğin kadarını yak" en gerçekçi yaklaşım. Yakılamayan her 7.700 kalorinin beden ağırlığı bir kiloya eşit. Ekstra her 3.500 kalori içinse 453 gram. Ama kendinizi açlık rejimine soktuğunuzda, vücut yağlarla birlikte protein de yakmaya başlıyor ve kasları tehdit ediyor. Açlık rejimindense, gerçekçi bir hedef en iyisi: "Ağırlığınızın yüzde 10'unu aşmayacak bir kilo kaybı. Bu hedefe ulaştıktan sonra, yüzde 5 ya da 10'luk bir kilo kaybını daha hedeflemeden önce bu kiloyu bir süre korumaya çalışın"

Süt zayıflatıyor!

Araştırmada ulaşılan sonuçlara göre kalsiyumdan yana zengin beslenme kilo vermeye, verilen kiloyu almamaya yardımcı. Yani genelde diyet yapanların alışveriş listesinden çıkarılan en etkili kalsiyum kaynağı süt ürünleri, kilo vermede çok etkili! Süt ürünleriyle, onlar olmadan verdiğinizden daha fazla kilo vermeniz mümkün. Toplam kalori alımınız aynı olsun ama daha fazla süt ürünü tüketin. Kalsiyumun yağ yaktırıcı, fazla yağın emilmeden vücuttan atılmasını sağlayıcı etkisi var. Kalsiyumu süt ürünleri dışında başka besinlerden de alabilirsiniz ama kilo verdirici etki konusunda süt ürünleri daha başarılı. Günlük 1000 miligram kalsiyum iyi bir oran. Küçük çocuklar için daha az, emziren anneler için daha fazlaBir porsiyon yoğurt 400 miligramdan fazla kalsiyum içeriyor. Günde 2500 miligram aşılmamalı. Diğer zengin kalsiyum kaynaklarıysa somon, sardalya, baklagiller, soya sütü ve çoğu yeşil sebzeler. Ancak ıspanak, pazı gibi bedenin kalsiyumu kullanmasını engelleyen oksalat maddesini içeren sebzelere dikkat. Oksalat oranı düşük, kalsiyum oranı yüksek sebzeler ise yaprak lahana, karalahana ve hardal otu. Yumuşak peynirler, içerdiği peyniraltı suyu sebebiyle kilonuzu kontrol etmeniz konusunda sert peynirlerden daha fazla yardımcı.

Kilo vermek için haplara ya da açlığa umut bağlamak da yersiz. Yapılması gereken yiyip aç hissetmeden kilo vermek. Bazı gıdalar şişmanlatmadan tokluk veriyor. Karnınızı doyurun ama mümkün olduğunca az kaloriyle. Bir yemek kaşığı zeytinyağı ile bir tabak sebzede aşağı yukarı aynı miktarda kalori var ama ikincisi sizi daha çok doyuruyor. Tatlılar ve hamur işleri erken acıktırırken; patates, sebze ve meyveler en uzun süre tok tutanlar. En iyi tok tutucularsa lifli gıdalar: Tahıl, bakliyat, meyve, çiğ ve az pişmiş sebze. Lif çok az kalori veriyor ama mideyi şişiriyor. Bu bulgularınsa Danimarka Kraliyet Veterinerlik ve Tarım Üniversitesi'nden Profesör Are Astrup ve ekibinin çalışmalarının sonucu olduğunu ekleyelim.

Yemek seçen çocuk "özel" olabilir!

"Gıdalar Hakkındaki Gerçekler"de çocuklara özel bir bölüm ayrılmış. Çocuğunuzun yemek seçmesinin mızmızlıktan değil de, özel olmasından kaynaklanabileceğini hiç düşündünüz mü? İşte sizi rahatlatacak bulgular! Çocukların yemek seçmesi doğal, hatta bir yere kadar bırakın seçsinler! Tat sensörlerimiz kekremsi (acımtırak, buruk) tatlara karşı dikkatli olmaya programlı. Çoğu sebze kekremsi tat sensörlerimizi uyarır, çocukların sevmemeleri bundan. Doğumda çoğumuzda ortalama 10 bin tat alıcı var ve sekiz yaşında sadece 3 bini kalıyor. Ancak yaklaşık üçte birimiz, diğer insanların üç katı tat alıcıyla dünyaya gelmiş süper tat alıcılar. Süper tat alıcılar, güçlü ya da tanımadıkları tatları beğenmemeye daha yatkın.
Gebelikte yenen yiyecekler, doğmamış bebeğin beslenme alışkanlıklarını geliştirmekte önemli! Ne yerseniz, bebeğiniz ona meyilli oluyor. Biberonla beslenen bebekler emzirilen bebeklere oranla obez olmaya daha yatkın. Çünkü doğal doyma hissi, emzirilen bebeklerde mükemmel işliyor. Doyduklarında duruyorlar. Oysa biberonla besleyen pek çok ebeveyn, bebek ne kadar tokluk hissederse hissetsin, biberonun içindekinin hepsini bitirmeye teşvik ediyor.

Ve en çarpıcı sonuçlardan biri: İçimizdeki iştah sinyalleri tükettiğimiz besin miktarıyla sınırlı değil. Biberonla beslenen bebekler üzerinde yaptıkları deneyler, bebeklerin ne kadar kalori aldıklarını bir şekilde sezebildiklerini gösteriyor. Araştırmacılar sütteki kalori miktarını değiştirince, şaşırtıcı şekilde, bebeklerin içtiği miktar da değişiyor. Ne kadar çok kalorisi varsa, o kadar az içiyorlar. Çocukların ve genç yetişkinlerin yemeyi ne zaman kesecekleri hissi üzerine yapılan araştırmadaysa, her seferinde önlerine ne kadar konduysa o kadarını yemişler. Tüm vakalarda, çocukların yemeği kendileri aldığında -yani porsiyon büyüklüğüne kendileri karar verdiğinde- daha az yedikleri görüldü. Evet, yemek yerken televizyon seyretmeleri çocukların bel bölgesi için felaket! Ama çok fazla şekerli atıştırmalığın çocukları sakin meleklerden hiperaktif küçük şeytanlara dönüştürebileceği düşüncesi, sadece bir efsaneden ibaret.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 22
Bütün postalar: 30
Bütün kullanıcılar: 14
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 

Bugüne kadar toplam 46720 ziyaretçi (114014 klik) bu siteye girdi
Radyomuzun web sayfasına hoş geldiniz
Myspace Stuff

Calendar Provided By : SeekCodes.com



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol